29 Aralık 2007

Denge ve Yoga

Merhaba,

İs ve aile hayati arasindaki dengenin kurulmasi ve "ideallerimizi gerceklestirmekle sorumluluklarimizi kucaklamak arasindaki bu her an devrilmeye hazir bicak sirti dengeyi" kurmakla ilgili gelen bir soruya verdigim yaniti asagida bulabilirsiniz.
Selamlar,
Anu.

*-*-*-*-*-*
Hayatin amaci; bir koltuga ne kadar cok karpuz sikistirdigimizla ya da kisa zamanda ne kadar cok isler basardigimizin skorunu tutmakla ilgili olmaktansa, daha cok hayatla ne kadar uyumlu bir sekilde akabildigimizle olcumlenebilir. Burada, uyumlu bir sekilde akmak, sanildiginin aksine pasifize olmak ya da cevredeki kisilerin seni
yonetmesine izin vermek ve herkesi memnun etmek, mevcut duzene boyun egmek degil, tam tersine gerektiginde herkesle ters dusmek pahasina hedeflenen amaclarin gerceklesmesini adim adim saglamak ve varlik gosterebilme cesaretine sahip olmak, boylece gelisen cevre ile kendimizi de gelistirmektir. Bu konuda yararlanilabilecek en dogru kaynaklardan birisi, Krishna'nin Arcuna'ya verdigi tavsiylerin konuyla cok yakindan ilgili olmasindan dolayi Bhagavat Gita'dir.

Burada bahsettigim uyumun aciklayici olmasi icin ufak bir ornek vermek gerekirse, ornegin 7-8 yil oncesinin Turkiye'sinde yoga dinsel bir olusum olarak algilaniyordu ve bu ortamda cevreyle uyumlu olmak pasif kalmak olsaydi, aslinda o gun yoga yapanlarin yogayi derhal birakmasi gerekiyordu. Ama bunu yapmayanlar -yani o gunlerde ayakta durma cesareti gosterip, inandigi gercekler
konusunda israrci kalanlar- bugun hem bu inancin toplumdan buyuk olcude silinmesine, hem de kendileri de yogayi birakmayarak kendi gelisimlerine katkida bulundu - boylece toplumla birlikte uyumlu bir sekilde kendileri de gelisti. Bugune baktigimda o zaman bir egitmen esliginde yoga yapan bir cok dostumun su an egitmen olarak digerlerine yogayi anlattigina tanik oluyorum ve bu beni cok gururlandiriyor.

Uyumun ne oldugunu anladiktan sonra sorulmasi gereken ikinci soru; "Ben hayatta ne yapmak istiyorum" sorusudur. Bu sorunun cevabi, cok kisiseldir, ve kisinin kendisinden baskasi da bu cevabi vermemelidir. Bazisi bu hayatta evde oturup cocuklarini buyutup topluma faydali bireyler haline getirmekte tatmin bulabilirken, bazi digerleri ise, toplum icerisinde daha aktif roller almayi ve zamanini farkli faaliyetlerle doldurmayi tercih edebilir. Ancak burada onemli olan hangi yolun secildigi degil, kisinin hangi yolu sectiginde kendini * gercekten mutlu ve ruhsal olarak tatmin olmus * hissettigidir. Eger yapilan iste, kisi kendini mutlu hissetmek ve ruhsal tatmin saglamak bir yana, uzerine ekstra bir yuk verilmis olarak algiliyorsa, -bu yapilan is disaridan bakildiginda ne kadar ulvi, topluma faydali vs gorunse de- kisinin bu isi hic yapmamasi tercih edilir. Kisi sunu unutmamalidir ki, toplumsal sorumluluk olarak yapilan
faaliyetler bile, aslinda kisisel gelisim faaliyetleridir ve en cok fiili yapan kisinin kendisini gelistirir, yoksa toplumun *size* ihtiyaci oldugunu dusunmek, ya da *siz olmadan* gelisimin yasanamayacagina -yani toplumun size muhtac olduguna- inanmak, sadece egonun yarattigi bir dusuncedir ve derhal terk edilmelidir.

Kisacasi, hayat bir surecten ibarettir ve cok sevdigim yazarlardan biri olan Richard Bach'in da soyledigi gibi, "Hayatta yapmaniz gereken islerin tamamlanmamis olmasinin en buyuk gostergesi, hala yasiyor olmanizdir". Ama bu isleri tamamlayabilmek icin oncelikle hayatla bogusmayi birakip, hayattan zevk almayi ogrenmemiz gerekir. Bu isleri yapabilecek enerjiyi bulmak ancak bu sekilde mumkun olacaktir.
*-*-*-*

Hiç yorum yok: