29 Aralık 2007

bir hikaye

Merhaba,
Her ruhsal calisma icinde bulunan kisinin karsisina bir gun su konu gelir; sadece kendi calismalarimi mi yapmaliyim yoksa cevreme yardim etmeye de calismali miyim... Genel olarak yogada tavsiye edilen; kisinin once kendini bilmesidir. Cok basit bir anlatimla, kisi kendini bilmiyorsa, kor koru yedecek ve ikisi de cukura dusecektir. Ya da tam tersi bir durum da olabilir tabii. Siz henuz kendinizi bilmediginizden, yardimci olmaya calistiginiz kisi, sizi kendi dunyasina cekebilir. Ustelik bu kisinin illa da "kotu niyetli" olmasi gerekmez. Iste bu ikinci durumla ilgili bugun okudugum ve cok hosuma giden bir hikayeyi sizinle paylasmak istedim.


6. yy.dan kalma bir hint meseli:

Akreple kaplumbağa bir gun suları oldukça kabarmış bir nehrin kıyısında dururlar. Akrep sular kabarmaya devam ederse ölecektir, bu yüzden kaplumbağaya kendisini sirtina alarak suyun karsisina gecirmesi icin yalvarir.

Kaplumbaga "Seni sırtıma alamam." der. "Sen, beni sokarsın."

Akrep: Bunu neden yapayım" diye sorar. "Sen benim canımı kurtaracak olan kayıksın. Eger seni sokarsam ikimiz de boğuluruz. Elbette böyle bir şey yapmam"

Kaplumbağa da akrebe hak vererek: "Eh peki oyleyse, bin sırtıma" der.

Böylece akrep kaplumbağanın sırtına biner. Nehrin karşısına doğru yüzerlerken, yolun ortasında akrep kaplumbağayı sokar.

İkisi birden suyun dibine batarlarken, kaplumbağa akrebe sorar: "Bunu neden yaptın, söyle bana. Ölmeden önce, bunu bilmek istiyorum"

Akrep şöyle yanıt verir: "Sana ne diyebilirim ki... Benim huyum bu!!!"


Sevgiler.

Ayca.

Hiç yorum yok: