Bana bu aralar cok gelen bir soru su; beni taniyan/tanimayan bir çok kisi gurum kabul ettigim NV Raghuram'i manevi babam olarak Kabul etmemi, bunu dunyaya web sitesi araciligiyla duyurmami ve hatta kendisinin adinin diger yoga-severlerce de duyulmasini saglamak icin, bir cok faliyette bulunmamami sorguluyor ve kendilerine gore yorumda bulunuyorlar. Bu nedenle, guru-ögrenci iliskisi
hakkinda bir kaç bir sey söyleme ihtiyaci hissediyorum....
Öncelikle kisaca guru kelimesinin anlamina bakalim; bir çok yerde (bunu soyleyenlere ben de dahilim) herkesin ve herseyin kisinin gurusu oldugunu soylenir - aslinda hayatin kendisi "guru"dur (kelime anlami ile isik tutandir) ve kisi kendi gurusunu bulana dek, kitaplar, doga, arkadaslar, hatta hayatinda ilk kez gordugu kisiler bile kisiye rehberlik eder, kisiye isik tutar... Ancak guru ve Satguru (sat: gercek, guru: isik tutan) arasinda önemli bir fark vardir...
Size yol gosteren arkadas/kitap vb herseyin yanilma payi vardir, buyuk resmi gormeyen ve kendi dar acisindan bakan herkes/hersey, kendi perspektifinden olaylari ve kisileri yorumlar. Bu nedenle bu kisi/nesne size buyuk resmi gosteremez, sadece belli bir bakis acisindan baktirir. Bu bakis acisi, elbette degerlidir, ancak resmin tamamini gostermedigi icin bazen yaniltici olabilir; örnegin dogru kitap seciminin yapilmadigi durumlarda ya da kitabi konusan veya sadece kendisini baglayan yorumlari ile kendi dunyalarini yaratmis arkadaslardan fikir alindiginda, körün körü yedmesi sonucu, her ikisi de (fikir veren de alan da) cukura yuvarlanir.
Bu nedenle, bir kisinin Satguru olmasi demek, kendisinin "varmis" /aydinlanmis olmasi demektir. Henuz bu yolda yuruyen ve deneyim sahibi olmaya gayret eden bir kisi ile guru arsindaki en temel fark;Satgurunun deneyimsel olarak konusmasi, ve soylediklerinin size ve yaptiginiz uygulamalara deneyimsel oldugu icin dogru isigi tutabilmesidir. Ayrica, bir Satguru kendi aydinlanma yolu her ne olursa olsun, ayni zamanda diger yollar hakkinda da bilgi sahibidir ve size bulundugunuz yoldan baska bir yere cekmeye calismadan, rehberlik eder.
Simdi, düsünün ki, size anneniz babaniz hayat verdi ve bu dünyaya getirdi; böylece dünya üzerindeki yasaminizi idame ettiriyorsunuz. yoga felsefesine gore bu, sizin bu hayat icindeki 1. dogusunuzdur.Sizin fizyolojik yasaminizi saglayan anneniz ve babanizdir. Ancak zaman gectikce, eger bir "satguru" sizi kabul eder (ve siz de onu!) ve size yasamin sebep ve anlamini bulmanizda yol gostermeye baslarsa, o ana kadar sadece temel ihtiyaclari giderirken, yasamin tum bunlarin otesinde bir anlam tasidigini ogrenmeye baslarsiniz. Iste bu, yoga felsefesinde 2. dogus olarak adlandirilir. 2. dogus denmesinden dolayi da, "satguru"nuz olan kisi, geleneksel olarak ebeveyn rolu ustlenir, guru erkekse babaniz, bayansa anneniz olarak kabul edilir. Bu nedenle, bir cok okulda baktiginizda takipcileri, gurularina "baba" demektedir - bu fizyolojik anne-babanin reddi degil, fizyolojik anne-baba kadar sizi yakindan seven, koruyan, gozeten ve yaninizda olan bir kisiye kendinizi yakin hissetmeniz ve ona saygi gostermenizdir.
Peki gurusunun izinde yuruyen ogrenciye zamanla ne olur? Gurusunun izinden giden ogrenci elbette bir gun aydinlanacaktir, buna suphe yoktur ancak su unutulmamalidir ki, bu yolda ilermeme kaydeden bir ogrencinin bu surecte gurusuna olan saygisini kaybetmesi bir yana, tersine saygisi cogalir. Bu nedenle, guru-ogrenci iliskisi ebedidir, bir kez basladiginda sonu yoktur; ogrenci bir kez karsisindaki kiside satguru karakterini gordugu andan itibaren ve onu gurusu olarak Kabul ettigi andan itibaren, ogrendikce ve gordukce gurusuna sadece daha fazla saygi duymaktan ote bir sey elinden gelmez, cunku gittikce daha fazla gorur, daha fazla hisseder ve daha fazla anlar – gurudaki derinligi ve degismezligi gorur… Örnegin hindistandaki gelmis gecmis en derin yogilerinden biri olan Sri Ramakrishna, bir cok ogrenci yetistirmis ve bu ogrencilerden batida en taninmisi da Swami Vivekananda olmustur. Swami Vivekananda, kendisi de bir satguru haline gelse de, yasaminin sonuna dek Sri Ramakrishna’yi tanimaya, saygi gostermeye ve ogretmeni olarak kabul etmeye devam etmistir…
Elbette bu soylediklerimiz, gercek bir satguruya rastlamis bir kisi icin gecerlidir, yoksa sadece turuncu kiyafetler icinde oldugu, süslü laflar ettigi ya da en ufak bir konusmada duygu seline kapilip agladigi icin bir kisinin yillarca pesinden gidip, bu kisinin sonunda bir satguru olmadigini fark eden kisi, gercegi fark ettiginde diger bir yone savrulacaktir. Ancak elbette bu kisi, sagduyulu davranarak, basina gelenin genellenemeyecegini, kendisinin bir hata yaptigini ve tum gurularin birer sahtekar olmadigini kendisine hatirlatmalidir. Her zaman dendigi gibi, kötü ornegin ornek teskil etmedigi unutulmamalidir. Herkesin bir gun kendi Satgurusunu bulmasi dilegiyle...
Selamlar, sevgiler.
Anu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder