Merhaba,
Patanjali’nin Yoga Sutra’larında geçen sekiz basamaklı yoga’nın ikinci basamağı olan Niyama’ın dördüncü ilkesi olan Svadyaya, ruhsal yolda özellikle önemlidir, çünkü kitaplar gerçekten büyük bir bilgi kaynağıdır.
Peki ama eski zamanlarda yaşamış –aslında hala tek tük de olsa yaşayan- büyük guruların hepsi tüm ruhsal kitapları yutmuş mudur? Hayır. Çünkü bu guruların bazılarının okuma yazması bile yoktur! Aslında ruhsal yolda yol katetmek için kitapların yutulmasına gerek yok, çünkü aydınlanma bir göz açıp kapayana kadar deneyimlenebilen, aslında bizden düşündüğümüz kadar da uzak olmayan bir deneyim. Aydınlanmamıza olan en büyük engel ise, bizim ondan çok uzak ve ayrı olduğumuzu düşünmemiz... Bu nedenle, içsel olan bu deneyim için gerçekten de dünya üzerindeki tüm kitapları okumaya gerek yok, çünkü bu kitaplar sadece başkalarının bu konu hakkındaki izlenimlerini ve deneyimlerini vermekten öteye geçemezler – yani direkt bilgi değildirler, sadece yorumdurlar.
Burada, yine tartışmalı bir kişilik olmakla beraber güzel söylevleri bulunan Osho’nun çok hoş bir ifadesi var, yapılan yorumlar için şöyle diyor; sonsuzluğa uzanan bir gökyüzü düşünün, bir görüş, bu ebedi gökyüzüne açılan bir penceredir ve pencerenin gördüğü kadarını ifade eder, başka bir pencere ise yine kendi gördüğü kadarını ifade eder. İşte bir görüşün diğer bir görüşle çatışmasının sebebi de budur, herkes kendi dar bakış açısından bakmakta ve gördüğünün, resmin bütünü olduğuna inanmaktadır. Bu nedenle, istenilen bir pencereden diğer pencereye, yani bir felsefi görüşten bir diğerine gitmek değil, içsel deneyim sahibi olmak böylece tüm pencereleri fırlatıp atmak ve böylece gökyüzünü olduğu gibi, engin ve sonsuz olarak görebilmektir.
Peki, bu durumda kitap okumalı mı, kitap okumanın faydası var mı? Yoksa pencerenin dışına nasıl çıkmalı?
Kişi kişisel deneyimi olmadığı sürece, ruhsal yolda nasıl ilerleyeceğini bazı kaynaklardan bilgi edinilebilir:
Kişi, bunu gurusundan öğrenebilir. Guru ona ilerleyeceği yolu gösterir, o da tam bir güven duygusuyla söylenilenleri tam ve kesin olarak yerine getirir
Kişi, bunu diğer yolda bulunan kişilerden öğrenir,
Kişi bunu kitaplardan okuyabilir.
Kişi bunların hepsinin bir karması ile bilgisini ve deneyimini genişletir.
Şimdi, kişi eğer bir guru bulabilirse, ne güzel. Ancak bu her zaman mümkün olmayabilir – özellikle de içinde bulunduğumuz çağ olan Kali Yuga – Demir Çağı’nın gereği gerçek gurular bu kadar azalmış ve gözden uzakta yaşarken... Arkadaşlar da –kendileri de henüz aydınlanmış olmadıkları için, bize sadece bir dereceye kadar yol gösterebilirler. Kitaplar da kişisel deneyimleri yansıtırlar, ancak eğer ilham verici kitaplar okunursa, (bu kitapları yazanlar, kendini bilen büyük yogiler olabileceği gibi – Swami Sivananda, Swami Yogananda, Swami Vivekananda, vb.- kişiye ilham veren her türlü kitap olabilir) bu kişinin görüş açısını genişletecek, bir süre sonra kitabı yazan gibi düşünmeye başlayacağı için kişinin değerlerinin Tamas veya Rajas’tan Sattwa’ya doğru meyletmesine yol açacaktır.
Burada önemli olan hangi kitabın okunduğu değildir; kişi kendi zevkine göre uygun herhangi bir ruhsal kitabı seçebilir, piyasada bu kitaplardan oldukça fazla sayıda mevcuttur. Bu kitapların bu kadar fazla sayıda olmaları da dünya üzerinde ne kadar fazla sayıda görüşün olduğunu göstermekte ve her kişiye uygun da bir yol olabileceğine işaret etmektedir. Bu nedenle, basılı kitapların sayıca fazla olması, ya da bir gurunun (örneğin Swami Sivananda’nın basılmış 300’den fazla kitabı vardır) aynı konu hakkında yüzlerce kitabının olması, o gurunun zihin jimnastiği yaptığının ya da daha fazla para kazanmak için aynı fikirlerin yeni türevlerini ürettiğinin ya da bazı kişilerce ifade edildiği gibi –en kibar haliyle söylersek- kelimelerle oynayıp tatmin olduklarını değil, tersine herkese, her düşünce şekline uygun kitaplar yazacak kadar şefkatli olduklarını gösterir. Çünkü gerçeğin ifadesi çok farklı şekillerde yapılabilir, kimilerine adanma yolu (Bhakti Yoga) uygun düşerken, kimileri de Raja Yoga’yı (Zihin hakimiyeti yogasını) tercih edecektir. Bu durumda, aynı guru hem Bhakti Yoga üzerine, hem de Raja Yoga üzerine, hatta isterse Kundalini Yoga üzerine de bir kitap yazabilir ve görüşlerini kendi okuyucu kitlesiyle paylaşabilir, böylece her düşünce kesiminden kişiye ulaşabilir.
Yine de elbette şunu unutmamak lazımdır, kişinin kendini bilmesi için dünyadaki tüm kütüphanelerde bulunan tüm kitapları da yutması gerekli olmayabilir. Bazı kitaplar vardır ki kişiye ilham verebilir, örneğin Bhagavat Gita, yogik değerlerin ve yaşam tarzının çok iyi ifade edildiği bir kitaptır; hem çok uzun değildir, hem de kelime oyunlarına girmeden, açık ve net bir şekilde söylemek istediğini ifade eden kısa vecizelerden oluşmaktadır. Şimdi bu kitabı kendinize çalışma kitabı olarak seçerek, başka hiç bir kitaba başvurmadan yoga yapabilir ve kendi deneyimlerinizi genişletebilrisiniz. Ancak bazı durumlarda, - özellikle yolun başındaki yoga heveslileri- birbirinden farklı yoga okulları hakında, meditasyon tarzları hakkında ve diğer yogilerin deneyimleri hakkında kitaplar okurlarsa, ilerleyecekleri yol hakkında da daha fazla bilgi sahibi olurlar ve ilerlemek istedikleri yolu da daha rahat seçebilirler.
Peki tüm yollar aynı hedefe çıkıyorsa, hangi yolda yürüdüğümün ne gibi bir önemi var diye sorabilirsiniz. Bu şekilde düşünüldüğünde gerçekten de bir önemi yoktur, ancak yolda yürüme esnasında yolun kişiye uygun olması kişinin ilerleme hızını etkileyeceğinden yine de seçilen yol önemlidir. Doğası Bhakti (adanma) olan bir kişiyi, Tantra yolunda yürütmeye çalışırsanız, o kişi bir süre sonra “yoga”nın kendisi için uygun bir yol olmadığı sonucuna bile varabilir, çünkü doğası gereği Tantra öğretisinin bir çok adımı kendisine ters gelecektir. Aynı şekilde doğası Jnana Yoga (bilgi yogası)’ya uygun bir kişiyi alıp, Karma Yoga (fiil yogası) yoluna sokarsanız, bu kişi bir süre sonra diğerlerinin kendisinden daha iyi,daha yetenekli olduğunu düşünmeye böylece başarısızlık duygusu ile dolmaya başlayacak ve bu da onun gelişimini yavaşlatacaktır. İşte bu nedenle hangi yolda yürüneceğinin kararı önemli bir karardır, acele alınmaması ve özenle tüm yollar araştırıldıktan sonra verilmesi gereken bir karardır.
Kitaplar da bu yolların her biri hakkında uzun yıllar harcayıp da her biri üzerinde uzmanlaşmanıza gerek kalmadan, fikir alabileceğiniz en değerli kaynaklardandır. Bu nedenle kitap okunmalı, paylaşılabilecek bir guru varsa kitaplar hakkında sorular sorulmalı, onun fikirleri ve yorumları alınmalı, hala kafada kalan sorular varsa sorulmaya devam etmelidir.
Peki yazımızın ortasında şöyle sorduk kendimize: pencerelerden kurtulmamız nasıl mümkün olacak? Şunu unutmamalıyız ki kitaplar da gerçeği bize birer pencereden gösterir. Bu nedenle okuduğumuz kitap her ne olursa olsun, bu kitabın da tıpkı diğerleri gibi bir pencereden baktığını unutmamalı ve yorumlarımızı ona göre yapmalıyız. Nihai bakış açısı kişiye özeldir, pencereye çıkmak için kitaplar size yol gösterebilir ama sizin yerinize pencerenin dışına çıkamazlar. Bunun için kişi kendisi pencereyi açmalı ve dışına çıkmalıdır. Tüm kitapların, gurunun, arkadaşların, hayatınızda olan herşeyin nihai amacı sizin pencereyi açarak dışarıya çıkmanıza yardımcı olmaktır. Bunu başarmak için de istenilen tek şey, kişisel çabanız, kararlılığınız, iyi niyetiniz ve taahütünüzdür. Bunu size kimse veremez, bu alınıp satılamaz...
Sevgiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder